Kalbimin ucu da yanmasa…

Güçlü olmak lazım-mış.

Anne olunca.

O, çok küçük-müş. Daha. Hala.

Bensiz de yapa(r)maz-mış.

Yapar sanmamak lazım-mış.

Beş gün ayrı kaldık ya…

Yokluğumuzda mutlu, neşeli, umursamaz görünse de….

Geldiğimizden beri uyku kriz, işe giderken evden çıkmak kriz, söylensem de…

Kalbimin orta yerinde bir sızı…

“Anneeemmm üzledim.” diyor.

“Annem istiyom” diyor.

Beni seviyor musun diye her sorana, “(Y)ok, annem seviyom.” diyor.

Gel de bütün ol şimdi.

Kalbinin de, beyninin de iki yarısı ayrı şeyler söylerken…

Diğer türlüsünde “ben” olamam derken, bu türlüsünde eksik “anne” mi oluyorum diye düşün dur.

“O’nun için, O’nun geleceği için” çalışıyorum demek rahatlatmıyor beni. Bu değil çünkü gerçek cevap. “Ben” için de, onun için olduğu kadar, belki daha fazla.

Ama işte…

Bir haftada unutmaz-mıy-mış.

O minik kalbi, o minik kafası neler kurar, neler düşünürmüş.

Yine de mutluluk sebebim de oldu bu ayrılık.

Anladım ki…

Bu kız beni seviyor. En az babası kadar.

Güçlü olmak lazım-mış.

Daha 22 aylık bebek olsan bile…