Defne 9 aylık!

 

Defne dün tam 9 aylık oldu! Öyle azmış gibi gelmesin 9 ay. Kendisi artık bir “birey”! Tabi bir de doğuştan “müdür”! Bizim eve yolun düşer de gelirsen bunu bil yani. Ona göre gel. Zira bu “müdür”lük müessesesini pek dayatmacı bir tavırla öğrenebilirsin. Müdür ne derse onu yapmak zorunda kalabilirsin. Amaaan dayatmacı diye harcayıverdim kızcağızı, öyle demeyelim,  o isteklerini önce güzellikle, olmadı, cızırdayarak, yetmezse cayırdarak belli ediyor. O cazırtıya dayanırım dersen yapmayabilirsin, dayatma yok yani. Gönüllülük esasına dayalı herşey:)

İşte gelişmeler…

Yemek?

Karnıbahar tadılacaaaaak, tat!

Pırasa tadılacaaaaak, tat!

Kereviz tadılacaaaaak, tat! Görevler tamam.

Bir de tattıklarını yeme faslı var tabi. Öyle ağzını açmamak, sımsıkı kapamak falan yok Defne’de. Öylesi zevksiz, sıkıcı. Ağzını açtırmak için yaptığımız oyunlar hep aynı, kızı baydı. Hem o geçen ayın olayıydı. Şimdi iştahla ağzına alıp, ağzında tutmak var. Anne mi pes edecek, Defne mi oynamak var:) Hadi bakalım, yiyorsa şimdi oynat, kudurt, güldür, güldür ki o ağzında biriktirdikleri şelale olsun aksın ağzından! Sen de seyreyle manzarayı:)

Emekleme?

Emeklemeye hevesi, yürümeye yeteneği mi var demiştim? Yalan. Emeklemeye hevesi de yeteneği de yok!:) Ama koşmaya var! Ellerinden tutup yürütürken “Koş Defne” lafını duyar duymaz totosunu sağa attırıp, pati çekerek öyle bir koşuşa geçiyor ki sanırsın 100 metre koşusunda Usain Bold’a rakip olacak, gizliden çalışıyor.

Uyku?

Hani bir Bambam’ımız vardı ya, hani hep sallıyoruz, bıktık, usandık diyorduk ya, Defne duydu sesimizi, Bambam’ı bıraktı! Yatağımızın en göbeğine kuruldu! Artık yatma eğlencemiz saç yolmak, kapalı gözü kirpiğinden tutup kaldırmak suretiyle açmak, kaş karıştırmak, burna parmak, ağza ayak sokmak. Bu tacizler karşısında sukunetini korursan, bingo! Kız yarım saatte uyur. Yok dayanamam gülerim diyorsan vay haline. Kuzey-Güney’ler, O Ses Türkiyeler rüya olur sana baştan söyliyeyim!:)

Genel hal ve gidişat?

Motor gelişim olsun, el göz koordinasyonu olsun aldı yürüdü bu ay diyeyim sen anla! Gelsin alkışlar, gitsin baybaylar, çak’lar. Giriş seviyesinde tel sararlar ve gel geller de cabası. Da küçük bir sorun var, hadi alkış deyince önce tüm bildiklerini gözden geçiriyor, eller baybaya gidecek gibiyken birden çak olur gibi oluyor, “Böyle değildi la” deyip sonunda tutturuyor, alkışlıyor. Bir de gece yatınca sürekli öğrendiklerini çalışıyor. İşte o beni bitiriyor. Zira dayanamayıp gülüyorum. Sonra? Bakınız üst paragraf.

 

 

Durun durun en önemli gelişmeyi unuttum bee. Aylardır beklediğimiz diş geliyor diiişşş. Hayır, artık tüm huysuzluklarına rahatlıkla “Diş çıkarıyor ondan” diyebileceğim. Ondan bu cadılık. Yoksa melek melek!!

Anneme özel not: Ya yine bodysinin içinden diğeri gözükmüş, ahh çocuğum vah çocuğum diyeceksin de ev hali işte. Hem ben o 2 body’i giydirene kadar neler çekiyorum sen biliyor musun? Dışarı çıkarken düzgün giydiriyorum. Bak valla:)