gitti gider…

Hani bizim salonda bir orta sehpa vardı ya, hani yerden sadece 20 cm yüksek olan, hani evlendiğimizden beri türlü şekillerde “ee bu sehpanın üstü heralde, ayakları ne zaman gelecek?” , “arkadaşım bu nasıl sehpa üstüne ayaklarımızı mı uzatacağız?”, “böyle sehpa mı olurmuş, zigon yok mu zigon?” tacizlerine maruz kaldığımız ama yılmadığımız, kendisini sevmeye ve salonumuzun en ortasında sergilemeye devam ettiğimiz sehpamız. İşte o artık yok:) Yerine üzerinde ayıcık ailesinin ikamet ettiği oyun minderi, bir sürü yastık, ve onlarca oyuncak var! Sehpa nerede mi? Bakınız birinci fotoğraf, kapının önü. Salonda sanki bir olmamışlık, bir yerleşmemişlik, bir fazla renklilik var gibi gelebilir size. Gelmesin.

Ve artık hareketsiz bir Defne fotoğrafı çekmek demek üç kişinin biraraya gelmesi, bunun tutması, bunun oyalaması, bunun da 15 poz içinden bir tane düzgün olanı yakalaması demek:) Hep minderden oldu. Kesin.