10 kusurlu hareket

Ben genel olarak söylenici bir insanım. Şunu yapmam, bunu etmem, aaa böyle yapanı hiç takdir etmem diye atıp tutmayı da pek severim. Gıcık bir insan gibi duruyor olabilirim ama kalbim temiz! Anne olmadan önce kendim hayatta yapmam, yapandan da hazzetmem dediğim 10 kusurlu hareketi bizzat kendim yaparken yakalıyorum. Hayır, gurur duymuyorum.

İşte 10 kusurlu anne hareketi(m):

1. Çocuğunun yaptığı şeylerden “biz” yaptık diye bahseden anne: Arkadaşım senin kişiliğin yok mu, daha önemlisi o çocuğun kişiliği yok mu, kakanızı beraber mi yaptınız? diye söylenirken eskiden, kendimi, “Babamız, bugün çorbamızı hiç içmedik.” derken yakalıyorum. Ama valla çok değil,  bir kaç kere:)

2. Çocuğuna “annecim” diye hitap eden anne: Arkadaşım sen mi annesin çocuk mu, ne diye annecim diyorsun diye söylenirdim. Bunu sıkça söylüyor olabilirim, zira yeğenim Kaan, Defne’ye “abicim” diyor. Böyle söylemek garip ama senden öğrendim de diyor:)

3. Çocuğuna “bir kaşık daha” diye ısrar eden anne: Ablacım çocuk aç olsa yer, bir rahat bırak veledi yaa, diye söylenirken, “Hadi annecim, bak bu son.” diye Defne’nin ağzına kaşık tepiştiriyorum. Farkedince utanıyorum ama.

4. Çocuğunun sürekli üşüdüğüne inanıp giydirmeye çalışan anne: Hakkımı yemeyin, sürekli “Üşüyor mu nan bu çocuk” diye tetikteyim ama iki kat penyeden daha kalın giydirmedim şu ana kadar. Tamam, biraz Güney’den korkuyor da olabilirim:)

5. Çocuğuna hijyenik ortam hazırlamaya kasan anne: Bu kusurlu hareketi terketmiş bulunuyorum, artık yere düşen herşeyi üfleyip geri veriyoruz Defne’ye. Ama zamanında biraz yaptığım için itiraf ediyorum.

6. Çocuğuna emzik veren anne anne: “Aaa hayatta emzik vermem, hem zararlı, hem de ne o öyle, tak emziği sustur çocuğu.” diye söylenirdim, Defne 1 haftalıkken emzik verip “Bu emzik ne güzel şeymiş nan.” derken buldum kendimi.

7. Çocuğunu sallayarak uyutan anne: Defne doğmadan filmlerdeki gibi bir hayat vardı hayalimde. Bebeğini öpe koklaya odasına götüren anne, yatağına yatırır, küçükse ninni söyler, büyükse kitap okur, ışığı kapatıp, iyi geceler der, velet uyur zannediyordum. Sallayarak uyutanlara da çocuğunu şımartan anne görüyordum. Hata! Şurda bahsetmiştim. Defne’yi önce kucakta, sonra ayakta, sonra da beşikte sallayarak uyuttum.

8. Sürekli çocuğundan bahseden anne: “Yaa iyisin hoşşun da bir senin çocuğun mu var be güzelim” diye söylenirken, işte karşınızda ben. Saatlerce uyku, yemek, kaka üçgeninden bahsedebilirim! Bahsediyorum da ama neyseki iyi kötü benim de sağduyum var, yakalayınca durduruyorum kendimi.

9. En muhteşem kendi çocuğu olduğuna inanan anne: Benim çocuğum çok akıllı, fena yetenekli, süper sporcu vs vs diyen annelere, “tamam herkesin yavrusu kendine iyi güzel de, yavaş gel be tatlım” derken içimden, şimdi Defne oyuncağı doğru yerinden tutup salladı diye ileride Nobel alacağına, güzel bir gülücük attı diye Türkiye güzeli olacağına inanıyorum. Daha ne diyeyim:)

10 tane de yokmuş! Daha varsa yüzüme söyleyin, arkamdan söylenmeyin!

Bu vesileyle Defne’den önce arkasından atıp tuttuğum annelerin bir kısmından özür diler (hepsinden değil ama bazılarından), tükürdüklerimi afiyetle yalar yutarım:)

Not: Yukarıdaki fotoğrafın konuyla alakası ne ola ki diye düşünüyorsanız; ben ne yazarsam yazayım, Defne’nin fotoğraflarının prim yaptığını biliyor, tribünlere oynuyorum:)