Defne 21 aylık!

Vay efendim, 3-5 kelime söylemiyorsa bir sorun var, çözün, iki ayağını yerden kaldırıp zıplayamıyorsa, çalıştırın, yatağında tek başına uyumuyorsa öğretin, çişini-kakasını söylüyorsa teşvik edin, artık zamanı geliyor, insanlarla buluşturun, sosyalleşmesini sağlayın, diyor ya kitaplar, ya da zamanında ne akla hizmetse, her ay mail gelmezse çocuğumuzu nasıl büyüteceğimizi bilemeyeceğimizi sanıp üye olduğumuz anne-çocuk siteleri.

Açıyorum önüme check-listi.

Söylüyor mu 3-5 kelime diyorum. Beraber yatarken, anniiee diyor, gak diyor, baba yastık diyor, git diyor. Sayıyorum, 3-5 kelimeyi çoktan geçmiş. Atıyorum “check”i. Devam.

İki ayağını yerden kaldırıp, zıplıyor mu diyorum. Zıpla evladım diyorum. Hadi diyorum. Aç diyor, Çekek (Ham Çökelek) diyor, dans diyor, başlıyor kıvırtmaya, iki ayağını kaldırıp zıplayabiliyor mu göremiyorum o kudurukluğun arasında ama bayağı bildiğin sekiyor, hopluyor, popo kıvırıyor dans kisvesi altında. Sayılır heralde diyorum, devam ediyorum.

Yatağında tek başına uyuyor mu diyorum. Evet uyuyor. Ama yatağı neresi, orası biraz karışık. Defne odan neresi deyince kendi odasını, yatağın neresi deyince bizim yatağı gösteriyor. Eee eee datak diyor, yatağa ele geçirmiş, kedili, pembeli yastıklarını gösteriyor. Babasının yastığını gösteriyor. Bana da anniiee gak, git diyor. Düşünüyorum, kendi içinde tutarlı çocuk, hergün o yatakta uyuyorsa, yanında da babasını istiyorsa, yastıkları da oradaysa, orası evet onun yatağı. Ben kanepeme ve sırt ağrılarıma dönüyor, “check” imi atıyorum.

Çişini-kakasını söylüyor mu diyorum. Kakasını 4-5 aydır söylüyor, hatta anons ediyor. Evdeysek herkese, anne kaka, baba kaka, dede kaka, dışardaysak mahalle esnafına, alışveriş merkezindeysek, kendi çemberine giren herkese anons ediyor. Bunun bize bir faydası var mı? Yok. Çünkü laf var, icraat yok. Söyleyip bezine yapıyor. Alışsın diye, evdeki tek özgürlük alanımız olan tuvalate -biz içerideyken, tuvalet kapısının altından uzanan 5 minnak parmak, bazen bir kitap, bazen bir resmi, ve fondaki anniieeee çişşşş, gapı aç, anniiieaa bek tacizlerini özgürlük tanımı altında görmezden gelerek- bile birlikte gidiyoruz. Totosunu silmek, sifonu çekmek, el yıkamak, havluyla kurulamak tamam. Bir de ana eylemi gerçekleştirirse oldu bu iş. Hevesle yaptığı anonslorun da hatrına yarım “check” atıyorum. Devam.

Sosyalleşiyor mu diyorum. Her akşam çöpü almaya gelen apartman görevlimizle kapıda dans ediyorsa, gittiğimiz restoranda garsonlarla gerdan kırıyorsa, alışveriş merkezinde, biz ortak alanda lahmacun yerken, Defne’yi, güzel müzikler çalan, insanların içki içtiği, loş ortamlı bilmem ne lounge’a gitmiş, oradaki garson abiyle cilveli cilveli konuşup, çocuğun sarı saatini binbir nazla kendi koluna taktırırken görüyorsam, oyuncaklara binerken, parkta sallanırken, diğer çocuklarla meniiim, ver, gak diye didişip duruyorsa, ama sen abla olmuşsun, bak o daha bebek, hadi ona öğret deyince de gaza gelip, “bebek, çüçük, diş okkk (dişi bile yok, o derece küçük!)” diye diye herşeyi ona öğretmeye çalışıyorsa, tamam diyorum, sildiğin sosyal bu çocuk.

Sonra bazı “an” lar geliyor aklıma. Bu liste tamam da, asıl bunları ne yapacağız dediğim anlar.

Sahne 1:

Tuba etek giymiştir, Defne gelir, eteği gösterir, boynunu büker, sesi titretir. “Menim okkk…”

Sahne 2:

Anneanne babet giymiştir, evde tıkır tıkır yürür, Defne altı yumuşak patiklerini yere vurur, ses çıkarmayınca, koşup babetlerini giyer, ayaklarını yere vurur. “Annieeaa, tak tak!” diye sevinir.

Sahne 3:

Defne restoranda 60 yaşlarında bir kadınla karşılaşır. Dudağındaki pembe ruju gösterir. “Annieea, boyaaa. Menim oook!”

Sahne 4:

Defne birşey ister. Biz olmaz deriz. Defne alt dudağı yavaşça titretir. Nasıl o hızla yapabildiğini bilemediğimiz, iki boncuk yaş damlasını gözlerinden akıtır. Sonra koynumuza sokulup, Babaa yaaşş, diye yaşları gösterir. Baba kıyamayıp dediğini yaptığı anda gözlerini silip, pis pis güler. “Yaş oookk!”

Al bakalım sana 21. ay “kız çocuk” gelişimi! Uğraş dur!