Politiğini bilmem ama romantik devrim kapıda…

Hem bu kadar mutlu, hem bu kadar mutsuz…

Hem bu kadar umutlu, hem bu kadar umutsuz…

Hiç olmamıştım.

Bu kadar insanın, kadının, erkeğin, çocuğun, ergenin, dedenin, ninenin…

Sadece tek bir masum amaç için, “özgürlük” için..

Ama kendi özgürlüğü, ama yanında namaz kılanın özgürlüğü, ama diğer yanında içki içenin özgürlüğü için..

Ama 15 yaşında, okul-ders-dershane dışındaki herşeye “Aman sen ne anlarsın, okulunu oku.” dışında birşey duymamışlar için…

Ama o üç-beş ağacın özgürlüğü için… Ama o ağçalarda yaşayan üç-beş kuş için…

Ama daha 2 yaşında olup, hayatı öğrendiği yer “park” olan, “doğa” olan çocuklar için…

Kandil günü inancını özgürce yaşamak isteyenler için…

Başı kapalı diye, illa zihni de kapalı sanılanlar, oraya giremez, buraya giremez diye ötelenenler için…

Sokaklarda olması beni umutlandırmasın da ne yapsın?

Ama iki kalbi nefretle, zihni sapkınlıkla dolu insanın Bergüzar Korel için yazdıklarını görünce…

Bir insan çıkıp Taksim’dekiler topluca ölsün deyince.

Diğer taraftan “Ohh polis ölmüş, Allah belasını verdi.” diye sesler gelince…

Deliriyorum, küfrediyorum, çıldırıyorum.

Ama yine de ben artık daha iyi bir insanım. Yan komşum da öyle. Karşı apartmandaki de, sen de.

Bugünden sonra artık kimse sokakta yerde yatan birini görünce, aman neme lazım diye dönüp arkasını gidemez, gidemem.

Kimse Fenerbahçe’yle Galatasaray maç yaptı diye birbirini linç edemez, Çarşı izin vermez, vicdanı izin vermez.

Haftada iki gün AVM’ye giden kimse, acaba demeden duramaz, duramam.

Söyle şimdi, senin de artık içinden, mahallenin bakkalından gazoz içmek gelmiyor mu, çilekli smoothy içmek yerine.

Sen de tabureni çekip Mehmet Abi yaa, bir çay versene demek istemiyor musun, bir grande white chocolate mocca demek yerine.

Sen de parkta çimlerde yayılıp, hiç tanımadığın insanlarla sohbet etmek istemiyor musun?

Geçmez mi bu haller? Geçer elbet. Bir süre sonra yine “şehirli” oluruz. Ama eskisi gibi olmaz hiçbirşey. Olamaz.

Biliyorum çok romantiğim bugünlerde. Biraz hüzünlü, bolca umutluyum.

Kötü herşeye rağmen.

Politik bir devrim olur mu bilmem.

Anlamam da…

80 doğumluyum ben.

Ama sence de “romantik devrim” başlamadı mı çoktan?

 

 

 

8 Responses to “ “Politiğini bilmem ama romantik devrim kapıda…”

  1. Tuten dedi ki:

    Bir dakika bir dakika kızım sen 80 doğumlu musun ee ben senin büyüğünüm 🙂

    Hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağına ben de inanıyorum veya inanmak istiyorum. Her şerde bir hayrı vardır lafını artık çok seviyorum

    • tuba dedi ki:

      29 Ekim 1980 doğumluyum kızım ben, darbe sonrası anlamlı günde doğdum 🙂 Sen benim büyüğüm değil, dünürümsün!
      Bence de her şerde bir hayır var, olmalı. Bütün bu yaşananların bir anlamı var, olmalı.

  2. idilik dedi ki:

    Aynı şeyleri düşünüyorum, al benden de o kadar romantiklik 🙂 Bütün bundan güzel bir rüya olarak kalacak ve çok kötü bir şekilde uyandırılacak mıyız acaba diye düşündüm. Bilmiyorum kafam karışık…

    • tuba dedi ki:

      Umarım rüya değildir İdil. Bazı şeyler unutulacak, bu kadar romantik kalmayacak hiçbirşey orası kesin de, umarım ciddi etkileri olur herkesin, hepimizin üzerinde. Kalıcı etkileri..

  3. gizem dedi ki:

    Harika! Böyle düşünen insanlar olduğunu her gün yeniden yeniden görmek.. 🙂 Tayibi hiç sevmedik ama sevgiyle anacağız galiba 🙂

  4. mayre dedi ki:

    Bazen bi kitap okuyunca sadece benim okumamın yeterli olmadığını etrafımdaki herkesin okuması gerektiğini düşünürüm, çünkü sadece ben okursam tek başıma değiştiremem bişiyleri herkes okusun anlasın herkes uygulasın ki ilişkiler mükemmelleşsin.. bu yazını okuyunca aynı kitabı okumuş aynı şeyleri anlamış gibi hissettim, eline diline sağlık..

    • tuba dedi ki:

      Teşekkürler Mahirecim… Hergün ölenler, yaralananlar, birbirine düşman olanları gördükçe, yüreğimin ucu tutuşuyor ama hala umut etmeye devam ediyorum. Biliyorum çünkü, eskisi olmayacak, olmamalı.

tuba için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir