Abartmak mı? Daha neler…

 

Hangi kadın ayakkabılara hayır diyebilir ki?

(Defne konuşana kadar hislerine ben tercüman oluyorum. Yoksa kendi fikri..:))

Defne 7 aylık!

 

Defne artık kocaman bir 7 aylık! Artık çeşit çeşit kendini ifade etme tarzı var:

Keyfi yerindeyse neşeli bir çığlık.

Birşeyi almak istiyorsa orta uzunlukta bir çığlık.

Oyun oynuyorsa, eğleniyorsa kahkahalı çığlık.

Yaptığı işten, durduğu yerden sıkılmışsa kesik kesik çığlık.

Oyun oynamayı abartıp kudurmuşsa kesintisiz çığlık.

Uykusu gelmişse ve direniyorsa o çıkan sese çığlık demiyoruz artık, o siren:)

Yemek? Gelişmeler var. Ama bu hep daha fazlasını isteyen ana-baba un çorbasını içti diye sebze çorbasına, sebze çorbasına öggghhh demiyor artık diye kıymalı sebze çorbasına terfi edip durdukları için mücadeleye devam! Çorbanın içindeki sıvıdan hallice kıymaları dilinle çıkarıp, alt dudağına inci gibi diziyorsun ya Defne, bu mücadelede gösterdiğin azmi içten içe takdir bile ediyorum. İşime gelmiyor o ayrı.

Emekleme? Koltuktan tutunup, uzuuun bir süre(kendine göre uzun canııım, görmemişin kızı konusunu tekrar açmayalım) ayakta durabiliyor. Amaaa bir emekleme konusu var kiii! Bu bahsi lütfen kapatalım. Defne rahatsız oluyor! Yüzüstü koyduğumuzdaki “kendini ifade etme tarzı” ndan yukarıda bahsetmeyi unutmuşum. Ekleyelim.

Diş? Yok. 3. aydan beri “Bak bak ,elini nasıl ağzına alıyor, ee kaşınıyor demek ki, diş bu diş.” , “Ayy nasıl salyası akıyor, napsın çocuk, kesin bu diş.”, “Amaaan dün gece de hiç uyumadı, huysuzlandı, yazık demek diş geliyor.” diye diye 7. ayı da bitirdik. Artık bu numaraları hiç yemiyorum. Bilesin.

Uyku? Hani rüyalar REM uykusunda görülüyor sonra derin uykuya geçiliyor ya, ben bol bol rüya görüyorum diyeyim siz anlayın! Ha bi de taaa Ekim ayında “Defne abla oluyor” etkinlikleri kapsamında yatağında tek başına uyumuştu ya o sadece bir kere oldu. Kayıtlara geçsin.

 

 

 

isteyenin bir yüzü..sana diyorum 2012..

 

2011 bana hayatımın en güzel hediyesini getirdiği için 2012’den çok birşey istemeye yüzüm yok sanırım:) Sağlık, mutluluk, huzur, ailelerle ve sevdiklerimizle geçirilecek keyifli zamanlar, ee tabi bir miktar para gibi şeyleri saymıyorum zira bunların 2012 ile ilgisi yok, her daim istiyorum, o yüzden mümkünse 2012 ben demeden de bunları şöyle rahatça getirip kucağıma bıraksın istiyorum.

Defne bıdık bıdık yürüsün, mırıl mırıl konuşsun, sarılıp öpmeyi öğrensin ama en çok bana sarılıp öpsün, daha çok yesin, daha çok uyusun, çok sağlıklı, çok mutlu olsun, hep yanımızda olsun istiyorum. Ama artık anaç bir kişilik olarak Defne 30 yaşına da gelse “Aman da annesinin kuzusu bi lokma daha yer miymiş?”, “Kızım üstün ince bir hırka giy, hem saat 11 olmuş, hadi yat, uykusuz kalma.” diye kızı didikleyeceğimden, bu istediklerimin de 2012 ile ilgisi yok. Hep istiyorum.

Amaaaaa 2012’de birileri gelir de derse ki;

 

 

“2011’de yoruldun çok, bu yıl güzel bir tatili hakettin, ama çolukla çocukla tatil de zor, en azından kaldığın yer denize yakın olsun, gel burda kal, rahat edersin.” derse,

 

 

“Her çocuk bahçeli bir evde yaşamalı, doğayla başbaşa büyümeli, hem 3 kişilik koca ailesiniz, size büyük ev lazım,  bundan sonra sana Alacakaranlık’taki Cullen’larin evi yakışır.” derse,

 

 

“Olmuşken içi de böyle oluversin.” derse,

 

 

“Bak her sene söylüyoruz, sana beğendiremiyoruz, bu sene bari al allasen, bak yoksa John Cooper’ın hatrı kalıyor.” derse,

 

 

“Bak ikiniz de doğum yaptınız, senin ondan neyin eksik, elbisesinden sende de oluversin.” derse,

 

 

“Elbiseyle iş bitmez, üstüne de şöyle güzel takılarla seni donatalım.” derse,

utanır, hayır diyemem, haberiniz olsun!

 

 

 

Hayat bilgisi 102…

Hayat dersi 2: Kestane sıcaktır!

hayat bilgisi 101…

Hayat dersi 1: Mandalina ekşidir!